Davranışçı terapi, olumlu ve olumsuz pekiştirme yöntemlerini kullanarak kişinin korkularını yenmesine yardımcı olma, psikolojik olarak rahatsızlık duyduğu konularda tedavi yöntemi olarak ya da öğrenme süreçlerini geliştirme gibi birçok farklı konuda yardım sağlayan bir terapi yöntemidir. Bu terapi türü, bireylerin davranışlarını değiştirmeyi hedefler ve genellikle belirli bir soruna odaklanır. Davranışçı terapinin en bilinen ismi 'Ivan Pavlov'dur. İnsan davranışları kaçma-kaçınma ve olumlama şeklinde gerçekleşir. Davranışçı terapi yöntemi de bu temel kuramlardan yola çıkarak bireyin yaşam şartlarında iyileşme sağlayabilir.
Davranışçı Terapinin Temel İlkeleri
Davranışçı terapi, belirli ilkeler üzerine kuruludur. Bu ilkeler şunlardır:- Davranışların Öğrenilmesi: İnsan davranışları öğrenme süreçleri ile şekillenir.
- Pekiştirme: Olumlu ve olumsuz pekiştirme yöntemleri ile davranışlar yönlendirilir.
- Maruz Bırakma: Korkulan uyaranlara maruz bırakılarak korkuların üstesinden gelinir.
- Modelleme: Başkalarının davranışlarını gözlemleyerek öğrenme sağlanır.
Davranışçı Terapinin Günlük Hayatta Kullanımı
Davranışçı terapi günlük yaşam içinde de fark etmeden kullandığımız ya da karşılaştığımız yöntemlerden biridir. Örneğin, bir öğretmenin her gün düzenli olarak ödevlerini yapan bir öğrenciye haftalık ya da aylık ödüller vermesi, ödevlerine yıldız atması bir davranışçı terapi yaklaşımıdır. Yine aynı şekilde iş yerlerinde işlerini özenli yapan kişilerin ayın elemanı seçilmesi, iyi yaptığı bir işten sonra prim alması yine davranışçı terapi yaklaşımına uygundur. Bazen bireyler bunu bilerek ya da bilmeyerek kullanabilir. Esas amaç karşımızdaki bireyi motive eden kaynaklardan yola çıkarak bir konu hakkında şevkini arttırmaktır.
Davranışçı Terapinin Faydaları
Davranışçı terapi bir danışmanla birlikte hazırlanan ve danışanın davranış sorunlarından yola çıkarak problemlerini çözmeye yardımcı olacak bir psiko-eğitim yaklaşımıdır. Danışanın kendinde rahatsızlık duyduğu, gündelik hayatını etkileyen, onda endişe yaratan durumları ortadan kaldırmayı amaçlar. Bu açıdan öz güveni arttıran bir terapi yöntemidir. Gündelik hayatın içinde uygulanabilir. Korkulan uyaranlara karşı zaman içinde korkuyu ortadan kaldırır. Motivasyon sağlamayı öğretir. Toplumsal kaygı yaşayan, diyalog kurmakta zorlanan kişilerin kaygılarını giderir. Kaygı-durum bozukluklarında iyileştirici etkisi vardır.
Davranışçı Terapinin Zararları Var mıdır?
Davranışçı terapide danışılan kişi uzman olmalıdır. Ödül ve ceza yöntemleri doğru kullanılmazsa terapi başarısız olabileceği gibi istenmeyen davranışları pekiştirebilir. Bu yüzden danışan ve danışılan kişi iş birliği içinde olmalı. Terapi alan kişinin istemediği süreçler terapinin bir parçası olarak zorla uygulanmaya çalışılmamalıdır. Terapi sırasında kişi için nötr olan bir uyaran terapi sürecinde çevresel koşullar nedeniyle pozitif ya da negatif bir uyarıcıya dönüşebilir. Özellikle ceza ve maruz bırakma gibi terapi yöntemleri geçtiğimiz yüzyılda bazı olumsuz neticelenen olaylara sebebiyet vermiştir. En bilinen örneklerden biri elektrik şokları verilerek kişiyi tiksindirme terapileridir. Bu tür yöntemler resmi olarak yasaklanmıştır. Bu yüzden terapi kesinlikle uzman psikologlar tarafından takip edilmeli, danışan kişi sürecin içinde aktif olmalıdır. Terapinin en başında istenmeyen davranış ya da istenen davranış belirlenerek süreçle ilgili yol haritası çıkarılmalıdır.
|
Davranışçı terapi yönteminde, maruz bırakma tekniği korkuları yenmek için kullanılıyor. Ancak, bu yöntem sırasında kişinin yaşadığı anksiyete seviyesinin daha da artma ihtimali var mı? Bu durum terapinin etkinliğini olumsuz etkiler mi?
Cevap yazMerhaba Şecaeddin,
Davranışçı terapi yönteminde maruz bırakma tekniği, kişinin korkularını yenmek için sıkça kullanılan etkili bir yöntemdir. Bu teknik, kişiyi korktuğu duruma kontrollü şekilde maruz bırakarak, zamanla bu korkunun azalarak yok olmasını amaçlar. Ancak, maruz bırakma sırasında kişinin anksiyete seviyesinin artması olasıdır. Bu, çoğu durumda normal bir tepkidir ve terapinin bir parçası olarak kabul edilir.
Terapinin etkinliği açısından, anksiyete seviyesindeki bu geçici artış genellikle olumsuz bir etki yaratmaz. Aksine, bu anksiyetenin zamanla azaldığını gözlemlemek, kişiye korkularıyla başa çıkabileceği konusunda güven verir. Elbette, bu sürecin başarılı olması için terapistin deneyimli ve kişinin sınırlarını dikkate alan bir yaklaşım izlemesi önemlidir.
Umarım sorularınızı yanıtlayabilmişimdir. Sağlıklı günler dilerim.
Sevgiler,
[Asistanınız]