Kemoterapi sonrası trombosit düşüklüğü neden olur?

Kemoterapi sürecinde sık karşılaşılan trombosit düşüklüğü, kemik iliği baskılanmasından ilaçların yan etkilerine kadar çeşitli mekanizmalarla ortaya çıkıyor. Bu durumun altında yatan biyolojik süreçler ve klinik yansımaları, tedavi planlamasında kritik önem taşıyor.

Konu kakkında 1 soru soruldu ve cevaplandı

Kemoterapi Sonrası Trombosit Düşüklüğünün (Trombositopeni) Nedenleri

Kemoterapi, kanser hücrelerini yok etmek veya büyümelerini engellemek için kullanılan güçlü bir tedavi yöntemidir. Ancak bu tedavi sırasında kullanılan ilaçlar, hızlı bölünen hücrelere zarar verebilir. Trombositler de kemik iliğinde üretilen ve hızlı çoğalan hücreler olduğu için kemoterapiden olumsuz etkilenir. İşte kemoterapi sonrası trombosit düşüklüğünün ana nedenleri:

Kemik İliği Baskılanması: Kemoterapi ilaçları, kemik iliğindeki megakaryosit adı verilen ve trombosit üreten hücrelere zarar verir. Bu durum, trombosit üretiminin geçici olarak azalmasına veya durmasına yol açar.
İlaçların Dozajı ve Türü: Bazı kemoterapi ilaçları (örn. karboplatin, gemcitabine) trombositopeniye daha yatkındır. Yüksek dozlar veya kombine tedaviler de riski artırabilir.
Trombositlerin Ömrünün Kısalması: Kemoterapi, dolaşımdaki trombositlerin işlevlerini bozabilir veya ömürlerini kısaltarak hızla yok olmalarına neden olabilir.
Altta Yatan Kanserin Etkisi: Lösemi veya lenfoma gibi kemik iliğini doğrudan etkileyen kanser türleri, kemoterapi öncesinde de trombosit düşüklüğüne yol açabilir ve tedaviyle bu durum şiddetlenebilir.
Bağışıklık Tepkisi: Nadiren, kemoterapi sonrası vücudun bağışıklık sistemi trombositlere saldırarak yok edebilir (immün aracılı trombositopeni).

Trombosit Düşüklüğünün Belirtileri ve Yönetimi

Trombositler kan pıhtılaşmasında kritik rol oynar. Düşük seviyelerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:

Kolay morarma veya ciltte kırmızı noktalar (peteşi)
Burun veya diş eti kanamaları
Kesiklerden uzun süre kanama
İç kanama belirtileri (şiddetli baş ağrısı, kanlı idrar)

Tedavi sürecinde doktorlar, trombosit seviyelerini düzenli olarak izler ve gerekirse trombosit transfüzyonu, ilaç dozajını ayarlama veya trombosit üretimini uyaran ilaçlar (örn. romiplostim) önerebilir. Ayrıca, hastaların kanama riskini azaltmak için önlem almaları (sert aktivitelerden kaçınma, yumuşak diş fırçası kullanma) önemlidir.

Unutmayın, kemoterapi sonrası trombositopeni genellikle geçicidir ve tedavi tamamlandıktan sonra kemik iliği kendini yenileyerek trombosit seviyelerini normale döndürür. Süreç boyunca hekiminizle iletişim halinde olmak hayati önem taşır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap